Yıl sonlarında bilanço beyan eden bir milyondan fazla işletmemiz var.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın açıklamasına göre; işletmelerimizin, 2013 yılı beyanlarında 3,7 trilyon TL değerinde satış yaptıklarını görüyoruz.
Bu satışlardan cebimize ne kaldı?.. 464 milyar TL kâr oluşmuş.
Ortalamada %12 kârlılık oranı, küresel dünyanın yeni ekonomilerinde gayet olumlu.
Açıklanan bir milyon şirketin, satışlarının; %40’ı toptan ve perakende sektörüne, %25’i imalat sanayiine, %11’i finans ve sigorta sektörüne, kalanı ise inşaat, ulaştırma ve diğer sektörlere ait.  
Ülkeyi ileriye taşıyacak, yarınların Türkiye’sini hazırlayacak, refah seviyesini artıracak, diğer ülkeler nezdinde söz sahibi olmamızı sağlayacak, en önemli gelişmekte olan ülke fonksiyonumuz olan;
İmalat sanayimizin payı sadece %25.
İmalat sanayimiz zayıfsa, yarınlarımız da tehlikede.
Avrupa zengin bir pazar, ama orada da ekonomik kriz var.
Avrupa’da birçok ülke tüketimi neredeyse sıfırladı. Onlar da imal ettiklerini satmakta zorlanıyor.
Çünkü kriz küresel... Alıcı bulamayınca doğal olarak imalat da yapamıyorlar.
Tabii ki özellikle Almanya’yı ayrı değerlendirelim.
Almanya sanayi ve teknoloji anlamında önemli bir marka olduğundan her dönem iş yapıyor.
Özetle, Avrupa’nın birçok ülkesi bilinçli olarak yokluk çekiyor.
Kazanç sağlayamamasına rağmen, yokluk çekmesi gerektiği halde zenginlik yaşayanların ise, Yunanistan örneğindeki gibi, adalarını-topraklarını satmaları bile gündeme gelebiliyor.
Bunu bilen ülkeler, gelecek nesilleri için borç alıp tüketmeden, kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyor.
Geçmişte Türkiye’de de karneyle yağ, şeker, tüp satılmamış mıydı?
Acınası görünen bu dönemlerde, hiç cari açık vermediğimizi, yani borçlanmadığımızı, yani esaret altına girmediğimizi biliyor musunuz!!!
Seçim zamanı gelip de başka bir parti kazandığında her yer “güllük gülistanlık” olabiliyordu.
Tabii keyifler yerine geliyor; birçok otorite görüntüye bakıp siyasilerimizi yere göğe sığdıramıyordu.  
Ama bu sırada cari açığımız oluşuyordu; başkasının parasını yiyorduk, borçlanıyorduk.
Tabii haliyle, bize para veren alacaklılarımıza verdiğimiz imtiyazların ardı arkası kesilmiyordu.  
Maalesef bugün de cari açığımız tarihimizdeki en yüksek seviyede.
Baktık; Avrupa kendi derdine düşmüş, bize fayda yok!
Hemen “Yeni Türkiye” ifadeleri ile; son yıllarda ilişkilerimizin iyice yıprandığı, diğer Türk devletlerine döndük.
Türkmenistan, Azerbaycan, Kırım, Kırgızistan, Özbekistan, Tataristan ve diğerleri ile ilişkileri güçlendirerek ticaret hacmini o bölgelere taşımaya çalışıyoruz.
Soyu kökü aynı milletin, devletleri ile yeni tanışıyormuşcasına iş adamlarımızı o bölgelere yönlendirmeye çalışıyoruz.
Tabii ki bunda sorun yok, aksine fayda var. Peki aralar açıkmıydı? Neden bu duruma getirmiştik?
Geriye çarkımız ile birlikte, bu ülkeler “Çok geç kaldın!” ya da “Neredeydin?” diye sorgulayacaktır.
Gelelim tekrar rakamlara;
Bu verilerde imalat sanayimiz “kârlılık” açısından da önemli olduğunu gösterdi.
2013 yılındaki toplam kârın %40’ı imalat sektöründen.
İmalat sanayiindeki %25’lik satış payına karşılık, %40’lık kârlılık payı; bize doğruyu ve dönmemiz gereken yönümüzü bir kez daha göstermektedir.
--------------------------------------------------
Malesef bu hafta Hakkari’de üç şehit daha verdik. Milletimizin başı sağolsun, ruhları şadolsun.