Her ilimizin kendine özgü fiziki özelliklerinin yanı sıra yöreye göre esprili yakıştırmalar vardır.

Dadaş deyince aklımıza Erzurum gelir. Gakgoş deyince Elâzığ, Aydın deyince efesi, Ankara deyince de Seymenleri aklımıza gelir. Peki, tarihte üç defa başbakan çıkmış il hangisidir desek kuşkusuz güzide ilimiz Erzincan gelir aklımıza. 1949-1950 yıllarında başbakanlık yapmış Şemsettin Günaltay’ dan dan Sayın Yıldırım Akbulut ve son olarak da yeni başkanımız Erzincan kökenlidir. Ama ortak özellikleri emanetçi Başbakan çıkarmaları. Erzincan adına buruk bir sevinç olsa gerek bu. Kaderin cilvesi olsa olsa budur diye düşünüyorum.

Siyasi bir hiciv olarak şu şekilde de denebilir. “Aşçı ararsan Bolu’ya, Başbakan ararsan Erzincan’a”. Yeni başbakanımız konumuna uygun olarak ilk demeçlerini vermeye başladı. Sayın cumhurbaşkanı doğal liderleriymiş, başkanlığı getirmek için var gücüyle çalışacağını söyleyerek daha şimdiden yüz üzerinden yüz puanı kapmış durumdadır. Öncelikli ilk icraatı takdirle karşılandı.

Sonuçta 20 yıldır sayın cumhurbaşkanımızla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bu yana beraber çalışıyorlar. Sayın başbakanımız sahip olduğu ne varsa cumhurbaşkanımıza borçludur. 

Sonra efendim ortak noktaları bir hayli fazladır. Ne demiş Mevlana “Aynı dili değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” Ortak duygular epey fazladır. Bir araya gelince konuşacakları, fikir alışverişi yapabilecekleri belki de en önemli konulardan bir tanesi armatörlük ikisinin de. Oğulları ticari zekâları sayesinde gemi filolarına sahip olmuşlardır.

Sayın Bin-ali beyin genel başkanlığa ve başkanlığa atanması, (pardon demokratik ülke olduğumuza göre seçilmesi diyelim) kulislerden sızan bilgilere göre sayın cumhur reisimizle bilgi alışverişlerinde aralarında geçen konuşmalar şu şekilde geçmiştir:

İlk önce cumhurbaşkanı düşünür taşınır, kimi atasam diye düşünürken, affedersiniz tavsiyede bulunayım derken en iyi aday olarak Bin-ali aklından hiç çıkmaz. Çünkü en uyumlu profilli aday olarak Sayın Yıldırım sarayında kabul eder. 

Heyecanla Bin-ali bey sarayın kapısından içeri girer, buyurun sayın başkanım der.

Tabi sayın cumhurbaşkanımızın bu ifade çok hoşuna gider. Daha müjdeli haberi vermeden hayallerini süsleyen başkanlığa geçmeden başkanım denmesiyle sayın cumhurbaşkanımız ne kadar isabetli bir karar verdiği o an anlamıştır. 

RTE: Gel Bin-ali gel seni başbakan yapacağım.

B.Y: Siz nasıl münasip görürseniz sayın başkanım. Verdiğiniz her görevi son nefesime kadar yapmaya gayret edeceğim.

RTE: İşler nasıl gidiyor?

B.Y: İyi sayın başkanım. 

RTE: Ya Binali senin oğlana söyle dikkat etsin, kumar falan oynuyor, hadi diyelim oynadı yakalanmasın canım sonra zor durumda kalıyoruz.

B.Y: Üzdü biraz başkanım, kulaklarını çektim keratanın. 

RTE: Canım ne işi var kumarda gemiler ile ilgilensin, ha kaç gemi oldu şimdi?

B.Y: Evet sayın başkanım 27 gemi 3 tanede gemicik var. Daha olacak inşallah.

RTE: İnşallah ne demişler ahirette iman, dünyada gemi ya Binali. Şu gemiciklerde ne oluyor, onları gemi yap.

B.Y: Sayın başkanım kıskananlar var, medya var, soranlara ne gemisi gemicik var deyip onları gösteriyorum. Sonuçta alan var alamayan var.

Hahahahaaaaaa

Karşılıklı gülüşmelerden sonra sohbet uzuyor.

Bin-ali izin isteyip ayrılırken saygıda kusur etmiyor.

RTE: Bin-ali kongreden sonra bekliyorum.

B.Y: Emrin olur sayın başkanım.

Kongreden zaferle çıkan Bin-ali soluğu sarayda alır.

Hoşbeşten sonra sayın cumhurbaşkanımız sayın genel başkana 2 zarf uzatır. Ama Bin-ali şaşkındır bir tanesi hükümeti kurma görevi onu anlar ama öbür zarfı açmaya edebi elvermez. 

B.Y: Merakımı mazur görün efendim bu zarf da neyin nesi?

RTE: Gülerek Bin-ali ben senin yerine her şeyi düşündüm, o zarfta bakanların listesi var.

B.Y: Sağolun efendim ALLAH sizi başımızdan eksik etmesin.

RTE: Şimdi o zarfı cebine koy sakın kimseye gösterme. Doğru Çankaya köşküne gideceksin, odana kapan, yaverine de beni rahatsız etmeyin diye tembihlersin tamam mı?

B.Y: Tamam efendim.

RTE: Sonra üç beş saat uyu, millet seni bakan listeleri üzerinde çalışıyor sansınlar.

Sonra kalk tekrar bana gel zarfı bana ver, ben onayladıktan sonra basının karşısına çık ve yeni kabineyi açıkla.

B.Y: Emredersiniz efendim.

Sonucu biliyorsunuz gayri.

Görüyorsunuz, hükümet üyelerimize ve sayın cumhurbaşkanımıza uyumlu çalışma ortamı yarattıkları için devlet büyüklerimizle ne kadar gurur duysak azdır.