LONDRA - İngiltere Başbakanı David Cameron’ın Avrupa Birliği tarafından talep edilen 2,1 milyar avroluk ek bütçe ödemesini yapmayacağını belirtmesine rağmen, Avrupa hukuku uzmanları İngiltere’nin borcu faiziyle ödemek zorunda kalacağını savunuyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan London School of Economics AB anayasa hukuku uzmanı Floris De Witte’a göre İngiltere’nin AB tarafından 1 Aralık 2014 tarihine kadar ödemesi için çıkarılan 2,1 milyar avroluk borca dair yürüteceği pazarlıklardan sonuç alması mümkün görünmüyor.

Witte, “ AB Komisyonu bütçe konusu üzerine pazarlık yapmak istemeyecektir. Komisyonunİngiltere ile pazarlığa oturması diğer AB ülkeleri için emsal teşkil eder. O zaman da AB bütçeden geri ödeme yapması gereken ülkeler için yeni kaynaklar bulmak zorunda kalır. İngiltere Başbakanı Cameron’ın umabileceği en iyi şey ödeme için birkaç ay daha kazanmak olabilir” dedi.

İngiltere’nin AB bütçesine ek katkı ödemesini öngörülen 1 Aralık tarihine kadar ödememesi halinde ise AB Komisyonu’nun İngiltere’ye resmi bir yazı ile borcun neden ödenmediğini sorması bekleniyor. Ek bir süre tanımasına rağmen İngiltere’nin AB bütçesine ek ödeme yapmayı reddetmesi halindeyse AB ve İngiltere arasında yasal sürecin başlaması bekleniyor.

Witte, “Ödeme yapılmaması halinde AB Komisyon 258. maddede bahsedilen anlaşmanın ihlal edilmesi sürecini başlatabilir. Komisyon borcun ödeyemeyen ülkeyi Avrupa Adalet Divanı’na götürebilir. Eğer Avrupa Adalet Divanı İngiltere’nin ilgili maddeyi ihlal ettiğine karar verirse, İngiltere yasal olarak borcu ödemek zorunda kalacaktır” dedi.

AB Komisyonu borca karşılık fonları kesebilir

Witte, İngiltere’nin söz konusu ödemeyi AB’ye yapmamakta ısrar etmesi durumundaysa Avrupa Birliği Komisyonu'nun İngiltere’ye ortak tarım programı, uyum fonları, altyapı fonları gibi başka program başlıkları altında yaptığı ödemeleri borcuna karşılık kesebileceğini vurguladı.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kings College Avrupa Hukuku Merkezi Direktörü Profesör Andrea Biondi ise İngiltere’nin son yıllarda büyümesinde yaptığı revizyonları yeniden aşağı yönlü değiştirerek bütçeyi müzakere etmek isteyebileceğini söyledi.

Biondi, “Eğer İngiltere ek bütçe ödemesini reddederse, AB yasalarını ihlal edilmesi ile ilgili süreç başlar. Avrupa Adalet Divanı’nın İngiltere aleyhine karar vermesi durumunda İngiltere bu borcu ödemek zorunda kalacak” dedi.

İngiltere’nin Avrupa Adalet Divanı’nın konuya ilişkin kararını uygulamayı da reddetmesi halinde, İngiltere için ikinci ve daha ağır bir yasal süreç başlayabilir.

İngiltere’nin AB’nin ek ödeme talebini kaçınılmaz olarak yerine getirmek zorunda kalacağını belirten Biondi, “Eğer mahkemenin kararı uygulanmazsa finansal ceza uygulanması zorunlu olur. İngiltere’nin faiz dahil olmak üzere ödemesi gereken ceza yeniden hesaplanacaktır” ifadelerini kullandı.

İngiltere fatura yeniden incelensin istiyor

Hafta başında İngiliz ekonomisinin birçok Avrupa ekonomisine göre daha hızlı büyüdüğünü, dolayısıyla İngiltere'den ortak bütçeye daha fazla katkı yapmasının talep edilmesinin sürpriz olmadığını ifade eden Cameron, "Ancak hiçbir zaman bizden 2,1 milyar avro talep edilmemişti. Bu miktar kesinlikle kabul edilemez. Talep edilen miktar, İngiliz vergi mükelleflerinin parasıdır. Dolayısıyla bu miktar incelenmelidir" açıklamasını yapmıştı.

Buna rağmen uzmanlara göre Avrupa Birliği Komisyonu’nun söz konusu 2,1 milyar avro seviyesindeki ek bütçe ödemesi konusunda herhangi bir ödün vermesi beklenmiyor. AB Komisyonu’nun üye ülkelerin bütçeye yaptıkları katkının tartışmaya açılmasının tüm ülkeler için emsal oluşturmasından endişe ediliyor. Hali hazırda ek ödemeye itiraz eden ve son ödeme tarihi olan 1 Aralık tarihine kadar borcu ödemeyeceğini belirten İngiltere Başbakanı David Cameron’ın diğer borçlu ülkelerden Hollanda, İtalya ve Yunanistan tarafından da desteklendiği biliniyor.

İngiltere’ye ceza gelebilir

Avrupa Birliği Komisyonu'nun Bütçeden Sorumlu Komiseri Jacek Dominik hafta başında yaptığı toplantıda İngiltere’nin AB bütçesini tartışmaya açmasının "pandoranın kutusunu açmak" anlamına geldiğini kaydederek, 2,1 milyar avronun zamanında ödenmemesi halinde ceza uygulanabileceğini söylemişti.

İngiltere’nin 1 Aralık'a kadar bütçeye katkıda bulunmaması halinde nasıl bir yol izleneceğine ilişkin ise Dominik, ödemenin yapılmaması halinde İngiltere’ye resmi bir mektup gönderilerek gecikmenin nedeninin sorulacağını ifade etti. Dominik, İngiltere’nin resmi bilgilendirme mektubuna cevap vermemesi halinde ise Komisyonunun İngiltere'ye ceza uygulayabileceği uyarısında bulunmuştu.

AB geçen hafta yaptığı açıklamayla bu yılın bütçesine katkıda bulunması için 9 üye ülkeye 3,2 milyar avronun üzerinde fatura çıkarmıştı. AB en ağır faturayı ise gelişmiş ekonomiler içerisinde en hızlı büyüme kaydeden İngiltere’ye kesmişti.

Evdeki büyüme revizyonu AB’ye uymadı

İngiltere ekonomisi Avrupa Birliği ülkeleri içerisinden en yüksek ekonomik büyümeyi kaydetmesine rağmen, İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) yakın zamanda özellikle son dört yılı kapsayan bir dizi yukarı yönlü büyüme revizyonu gerçekleştirdi. Bu revizyonlara gerekçe olarak da İngiltere’de daha önce Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) hesaplamaların katılmayan “karanlık ekonomi” olarak adlandırılan fuhuş gibi piyasalar da eklenmişti. Uzmanlara göre İngiltere’nin geriye dönük uyguladığı büyüme revizyonları AB bütçesine yapması gereken katkıyı da arttırarak, İngiltere’nin yüklü bir fatura ile karşılaşmasına neden oldu.

ONS mayıs ayındaki açıklamasında, İngiltere ekonomisinin toplam büyüklüğüne ilişkin verilerin hesaplanmasında yasadışı uyuşturucu piyasası ve seks pazarının da dahil edileceğini bildirmişti.

ONS’nin hesaplamalarına  göre, seks turizmi ve yasa dışı uyuşturucu piyasasının yaklaşık 10 milyar sterlin değerinde hacim oluşturduğu tahmin ediliyor.

Öte yandan muhalefetteki İşçi Partisi lideri Ed Miliband, İngiliz hükümetinin zaten tam olarak vergilendiremediği toplam karanlık ekonomi kalemlerini GSYH büyümesine ekleyerek  doğru bir adım atmadığını savunuyor.