Avusturya'da dün yapılan seçimi kazanan, Yeşiller Partisinin desteklediği bağımsız aday Alexander Van der Bellen, cumhurbaşkanlığı koltuğuna 6 yıllığına oturmaya hak kazandı.

Van der Bellen'in ailesi, Rusya’daki iç savaş nedeniyle 1919’da Estonya’ya göç etti. Babası Rus göçmeni, annesi Estonyalı olan Van der Bellen’in ailesi, Rusya’nın Estonya’yı 1940’da ilhak etmesinin ardından Viyana'ya kaçtı. Alexander Van Der Bellen, 18 Ocak 1944'te Viyana'da dünyaya geldi. Bellen ailesi daha sonra Avusturya’nın batısındaki Tirol eyaletine yerleşti.

Ekonomi profesörü

Eğitim hayatına Tirol’un Innsbruck kentinde başlayan Van Der Bellen, akademik kariyerini Innsbruck Üniversitesinde tamamladı. Araştırma çalışmaları yürütmek üzere bulunduğu Batı-Berlin Bilim Merkezi'nde Türk bilim adamı Murat Rauf Sertel ile çalıştı. Doktorasını Innsbruck Üniversitesinde tamamlayan Van der Bellen, 1976-1990 yılları arasında Innsbruck ve Viyana üniversitelerinde ekonomi profesörü olarak ders verdi.

1970’li ve 80’li yıllarda Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) üyesi olan Van der Bellen, 1994'te çevreci yaklaşımlarından etkilendiği Yeşiller Partisinden milletvekili seçildi. 1997’de yapılan seçimde Yeşiller Partisinin Genel Başkanı seçilen Van der Bellen, 2008 yılına kadar 11 yıl boyunca bu görevini yürüttü. Partisinin oy oranını yüzde 5’ten yüzde 11’e çıkartarak ciddi bir başarı sergileyen Van der Bellen, 2008’de yapılan genel seçimlerde partisinin oy kaybetmesi üzerine istifa etti.

İki evlilik yapan Van Der Bellen'in iki erkek çocuğu bulunuyor. Dinlere saygılı olduğunu belirten Van der Bellen, kendisini seküler olarak nitelendiriyor.

Liberal yaklaşımlarıyla biliniyor

Avrupa Birliği (AB) ve sığınmacı yanlısı açıklamalarıyla dikkati çeken Alexander Van Der Bellen, Müslümanlara ve göçmenlere karşı daha liberal yaklaşımlarıyla biliniyor.

Sığınmacı bir ailenin çocuğu olduğunu hatırlatan Van der Bellen, savaş yüzünden sığınmacı durumuna düşenlere kucak açılmasını ancak ekonomik nedenlerle gelenlere karşı daha temkinli olunmasını savunuyor. Van der Bellen, yabancıların ülkenin kazanımı olduğunu, globalleşen dünyanın değiştiğini ve herkesin bu değişime ayak uydurması gerektiğini ifade ediyor.

Van der Bellen, AB'nin Kanada ve ABD ile gerçekleştirdiği ticaretin serbestleştirilmesiyle ilgili anlaşmaları imzalamayacağını açıklamıştı.

Burka ve başörtüsü yasağı tartışmalarını aptalca bulduğunu söyleyen Van der Bellen, Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin tartışmalarını "zaman kaybı" olarak değerlendiriyor. Van der Bellen, kendisinin görev süresinde Türkiye’nin AB’ye girebileceğini zannetmediğini belirtiyor.

Van der Bellen seçimin hemen ardından yaptığı açıklamada, herkesi kuşatıcı, partiler üstü bir pozisyon alacağını ifade ederek Avrupa yanlısı politikalara destek vereceğini ve ülkede ayrıştırıcı değil birleştirici bir rol üstlenmek istediğini vurguladı.

Seçimi ikinci kez kazandı

Cumhurbaşkanı seçiminin 24 Nisan'da yapılan birinci turunda 6 aday arasından en fazla oyu alarak ikinci tura kalan Van der Bellen, 22 Mayıs'ta yapılan ikinci tur seçimde mektuplu oyların sayımından sonra rakibi Hofer'e yaklaşık 30 bin oy fark atarak kazanmıştı.

Van der Bellen'in 26 Ocak 2017'de yemin ederek cumhurbaşkanlığı makamına oturacak.