Zaman çok süratle geçmekte.Yaşanan olaylar  na mütenahi çeşitlilikte ..Zamanı dolu dolu hissederek yaşayamıyoruz maalesef..Zamana yüklenen olaylar/misyon ,zamanın hızlı akışını daha da hızlandırmakta.Hayatın zorunlu olan yaşam mücadelesi / zorunluluğu ,olayları daha derin kritik etme fırsatını bizlere maalesef vermemekte..Tamamen izafi bir kavram olan zaman algısı ,bazen çok basit gördüğümüz bir olayın çevresinde kümelenip ,bizleri çok yoğun bir ölçüde meşgul edebilmekte ,bazen de tam tersi bir durumla ilgisizliğimizi artırmakta.Önemli bir olaya bakışımız bazen çok dar kapsamlı, önemsiz bir olaya da çok ehemmiyet verilebiliniyor..Örneklemeler nihayetsiz..Bu konuda görsel ve okunur medyanın illüzyonist başarısı hiç şüphesiz yadsınamaz.K.Douglas’ın “İdeoloji görüntüler içerisinden geçer” ifadesi günümüze uyarlanmış bir atasözü niteliğinde .Siyasi seçicilik adına ;televizyonun toplumuzdaki yeri artık tartışılmaz bir konumda.Çocukların üzerindeki etkisini yazmak/tartışmak dahi istemiyorum ;çünkü gözümüzün –zihnimizin içerisine çakılan küflü bir kazık gibi hayatiyetini acı şekilde hissettirebilmekte .Zaten toplum olarak okuma ve düşünme geleneğimizi kaybettik!Medyanın derin bir algı içerisine çekerek yönlendirdiği birey ,haftalar öncesi siyasal bir figüre/bir futbol karşılamasına yönlendirilir gibi, gece gündüz ‘maçın büyülü tesirinde hep o’nu düşünebilmekte hep  o’nu konuşabilmektedir!.’  Bir derbi maçı öncesi yeni evli ,eşini kaybetmiş bir çiftin cenazeyi bırakıp maça gittiği haberini okumuştum ;hiç unutmam.Yine ciğerlerinden hasta bir yakınımın (Dolmabahçe stadında buz gibi bir gecede sabaha dek beklediğini ve o maç sonrası uzun zaman hastanede tedavi gördüğüne!) şahidim..Yağan yağmurun altında sırılsıklam konsere girmeyi bekleyenler hepimizin malumudur..Bu ve buna  mümasil olaylar sıradan ve benimsenmiş olaylar nevinden.Hiç şüphesiz bilinç altı yönlendirmelerin etkisinin varlığı kadar ;gençliğin veya toplumun olayları değerlendirmedeki kritik-analitik etme ölçümlerinin /bilgi alt katsayılarının ya da fikir backraund’unun ; zayıf ve düşüklüğü durumu acı bir reçete haline getirmekte.Geçtiğimiz haftalar yaşadığımız yerel seçimler olayı bilinç altı yaşanılan durumlar açısından son derece önemli sayılabilecek bir konumdaydı.Ülkemiz muazzam bir bilinç altı  yönlendirmesiyle, yerel siyasi seçimlere odaklandırılarak, fikirsel ölçüde  bir nevi lehimlendirildi.Kutsal bir savaş hatta ilginçtir “Kurtuluş Savaşı ?!” ironisi ile topyekün bir algı birlikteliğine yönlendirildik..Oysa ki yapılan (önemini küçümsemek mümkün değil)bir yerel seçimdi ve (seçilen başkan ve üyeleri)öyle veya böyle kanunların belirlediği yetkiler ölçüsünde hareket etmeye mecbur olan kişilerdi.Bu durum demokrasi içi çizginin belirlediği bir takım kıstaslar ölçüsünde gayet doğal bir eylem olması gerekirken ; medyanın (görsel ve yazımsal ) yüksek ilizyonu ile bir dağ ironisi /şahikası /kutsal kavgası haline getirildi.?!.
Bu durum tartışmalardan uzak ; nihayetinde herkesin (tüm partilerin) bir seçim dönemi olması gerekirken daha doğrusu ülkeyi rencide edici bir hale getirmemesi gerekirken ;tam tersine Türkiye nin sahip olduğu bir takım sosyal  iç güdüler/yerleşmiş yaşam biçimi yok sayılarak farklı bir seçim anaforu/döngüsü  oluşturuldu..Siyasi pragdiğmaların tamamı alt-üst edildi.Ve daha ilginci ; proje ve yapılacak hizmetler saadetinde olması gereken söylemler ;hiç ama hiç ilgisi olmayan farklı kulvarlara taşınarak tamamen bir bilinç altı yönlendirmesi savaşı haline dönüştürüldü.Doğrusu toplumumuz buna hiç hazır değildi.Gerek zamanın kısalığı, gerekse mevcut kıstasların bilinç düzeyinde detaylandırılmadan yönlendirilmesi, çok farklı bir seçim atmosferinin gerçeklemesine zemin hazırladı.
Bu yüzden zaten süratle akıp giden geçen zaman birde üzerine yüklenen bu misyonla daha da süratleşip, tutulamayan bir "an" dilimi şeklinde ellerimizden ve zihnimizden kayıp gitti.Şimdi önümüzde en az yerel seçimler kadar önemli hatta çok daha önemli yeni bir seçim (Cumhurbaşkanlığı ve buna bağlı olarak biraz uzakta Genel seçimler )var..
Dilerim gerek biyolojimizi gerekse psikolojimizi yönlendirilmiş bu algı kaosundan bir an evvel soyutlayıp daha taze daha derin bir algıyla karşılarız..Ve olayları daha zinde bir beyinle gerçekleştirmiş oluruz.
En kalbi saygılarımla..