Ay akrep burcunda ilerlerken; iç güdüler ve sezgilerinizin kuvvetli olduğu bir dönemdir.
Tutku ve hırs ile hareket eder, mükemmeli yakalamak adına derinlemesine araştırma yaparız bu günlerde..
Akrep’in hırslı tarafı frenlenlenip; akrep’in dedektif gibi araştırma özelliği, bilimsel çalışmalara yönlendirilirse, harika bilimsel araştırmaların yapılacağı günler olur.
Ay Akrep’te ayrıca değiştirip, dönüştürmek istediğimiz konulara da yönelebiliriz.
Ay Akrep burcunda kurtulmak istediğiniz bir alışkanlığınızdan (sigara) veya bırakmak istediğiniz  birini (sevgili) daha kolay bırakmayı başarırsınız.

ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİNE BAKARSAK:

Sabah erken saatlerde, saat 04:02’de  Ay’ın  Mars ile kare açısı korku hissetmemize neden olur…
Agresif bir enerji hakim olur. Düşünmeden yapılan hareketler sonucu pişmanlıkların yaşacağı bir süreçtir.
Ufak kazalara karşı dikkatli olmalıyız.  Uykuya denk geldiğinde kabusa yol açabilen kaza olduğundan,  sabah saatlerinde kabus görebilirsiniz.
Bir diğer önemli gezegen açısı ise saat 16:39 itibari ile  Venüs’ün Uranüs’e paralel açısı gerçekleşiyor.
Ani beklenmedik süprizlerle dolu bir zaman dilimidir. Ani aşklar , kaçamaklar, ama yine de özgürlük açısı etkin olduğundan ve de Ay Akrep’te olduğundan hem tutkulu aşklar yaşanır, hem de özgürlük ağır bastığından kısa süreli aşk olur. Bu yüzden dikkat edin. Sonradan üzülmeyin…
Libidoda artış görülür. Hatta çoğunlukla ani yıldırım aşklarına ve sürpriz tanışıklıklara da neden olabilir. Ancak bu tanışıklıklar eğer yepyeni bir tanışıklık ise şuan aktif olan enerjiler Venüs’ün retro olmasından dolayı kısa süreli bir aşk olur ancak. Eylül’ün ilk haftası “ben ne yaptım?” demek istemiyorsanız, yeni aşklara temkinli bakın. Eğer bu aşk geçmişten gelen retro bir aşk ise, o belki değerlendirilebilir. Yine de bu enerjiye Uranüd “özgürlük” diyeceğinden kısa süreli bir aşk olacaktır, çünkü partnerin biri özgürlüğe uçacaktır…
Sabah saatlerinde 05:53 itibari ile Ay’ın Neptün ile üçgen açısı ile sınırlar kalkar ve soyut olanlar içgüdüsel olarak soyuta dönüşen enerjiler olduğunda ya bunu ilham olarak sanatçılar değerlendirebilir ya da maneviyat olarak ibadet için de değerlendirilebilir.
Meditasyon ve yoga için de değerlendirilebilecek enerjiler hakimdir. (yaklaşık iki saat kadar).
Sabah saat 07:03’de  Ay Kontra Paralel Jüpiter Ay ile Jüpiter arasındaki sert açılarda abartılı davranışlardan kaçınmak fayda vardır 
Öğleden sonra saat 14:57’de  Ay’ın  Pluto ile atmış derecelik açısı altında güçlü ve derin duygular hakimdir. Şiddet açısıdır. 
Hislerinizle her şeyi sezebildiğiniz bir gündür.
Yaratıcılıkla açığa çıkması bu enerjinin iyi olur, aksi takdirde şiddet görülebilir.
Sevgi manevi gelişim için bir zorunluluktur. Ve buna ilaveten sevgi bir ayna gibi işlev görür. Seni seven bir insanın gözlerinde kendi yüzüne bakmadığın sürece kim olduğunu bilmen çok zordur. Tıpkı fiziksel yüzünü görmek için aynaya bakmak zorunda olduğun gibi, manevi yüzünü görmek için de sevgi aynasına bakmak zorundasın. Sevgi manevi bir aynadır. O seni besler, seni bütünler, seni içsel yolculuğa hazır hale sokar, sana hakiki yüzünü hatırlatır. 
Derin sevgi anlarında yansımalar halinde geliyor bile olsa hakiki yüzün anlık görüntüleri vardır. Tıpkı bir dolunay gecesi Ayın gölde, dingin bir gölde yansımasını görmen gibi, aynı şekilde sevgi de bir göl gibi işlev görür. Gölde yansıyan Ay gerçek Ayı arayışın başlangıcıdır. Gölde yansıyan Ayı hiç görmemiş olsaydın hakiki Ayı hiç aramayabilirdin. Tekrar tekrar Ayı aramaya göle gideceksin çünkü başlangıçta gerçek Ayın orada olduğunu; gölün dibinde, aşağılarda bir yerlerde olduğunu düşüneceksin. Defalarca dalacaksın ve yukarı boş ellerle çıkacaksın; Ayı orada bulamayacaksın.
Sonra bir gün belki de bu Ayın sadece bir yansıma olduğu aklına gelecek. Bu muhteşem bir kavrayıştır; ancak o zaman yukarı doğru bakabilirsin. Şayet bu bir yansımaysa o zaman Ay nerede? O tam zıt yönüne bakman gereken bir yansımadır. Yansıma gölün derinlerindeydi; gerçeğiyse gölün üzerinde bir yerde olmak zorunda. İlk kez yukarı doğru bakarsın ve yolculuk başlamıştır.
Sevgi sana meditasyonun anlık görüntülerini, Ayın göldeki yansımalarını sunar; onlar yansımalar olduğundan Ayın kendisi değildir. O nedenle sevgi hiçbir zaman seni tatmin etmez. Aslında, sevgi seni giderek daha çok tatminsiz, hoşnutsuz yapacaktır. Sevgi giderek daha da çok sana neyin mümkün olduğunu fark ettirir ama malın kendisini sana teslim etmez. O seni hayal kırıklığına uğratır ve yalnızca derin hayal kırıklığı halinde kendi varlığına dönmen mümkündür. Yalnızca sevgililer meditasyonun keyfini bilirler. Hiç sevmemiş olanlar ve sevgide hiç hayal kırıklığı yaşamamış olanlar, Ayı ararken sevgi gölüne hiç dalmamış ve hiç hayal kırıklığına uğramamış olanlar gökteki gerçek Aya hiç bakmayacaklar. Onun farkına hiç varmayacaklar.
Seven kişinin eninde sonunda dindar olması kaçınılmazdır. Ancak sevmeyen kişi — örneğin, kimseyi sevemeyen, sadece gücü seven politikacı — hiçbir zaman dindar olmayacaktır. Yahut paraya takıntısı olan kişi — sadece parayı seven kişi, yalnızca bir tek sevgi, para sevgisini bilen kişi — hiçbir zaman dindar olmayacaktır. Pek çok nedenden onun için bu çok zor olacaktır. Paraya sahip olunabilir; parayı eline alıp ona sahip olabilirsin. Paraya sahip olmak kolaydır, bir sevgiliye sahip olmaksa zordur; hatta imkânsızdır. Sahip olmaya çalışacaksın ama yaşayan bir kişiye nasıl sahip olabilirsin? Yaşayan kişi her fırsatta direnecektir, en azından mücadele edecektir. Hiç kimse özgürlüğünü yitirmek istemez.
Sevgi özgürlük kadar değerli değildir. Sevgi muhteşem bir değerdir ama özgürlükten yüksekte değildir. O yüzden kişi seviyor olmayı ister ama sevgi tarafından hapsedilmek istemez. Bu nedenle er ya da geç hayallerinin yıkılmış olduğunu hissedersin. Sahip olmaya çalışırsın ve ne kadar sahip olmaya çalışırsan sevgi de o kadar imkânsızlaşır ve diğeri senden giderek daha çok uzaklaşmaya başlar. Ne kadar az sahip olursan, diğerine o kadar yakın hissedersin. Eğer hiç sahip olmazsan, eğer âşıklar arasında akmakta olan bir özgürlük varsa muhteşem bir aşk vardır.
Her şeyden önce, bir insana sahip olma çabası başarısız olmaya mahkûmdur. Bu başarısızlığın içerisinde kendine doğru savrulacaksın. İkincisi, bir kimseye sahip olmamayı öğrenmişsen, özgürlüğün sevgiden daha yüksek bir değer, sevgiden çok çok daha üstün bir değer olduğunu öğrenmişsen, er ya da geç özgürlüğün seni kendine getirdiğini göreceksin, özgürlük senin farkındalığın, meditasyonun haline gelecek.
Özgürlük meditasyonun diğer yüzüdür. Ya özgürlükle başla ve farkında olacaksın ya da farkındalıkla başla ve özgürleşeceksin. Birlikte hareket ederler. Sevgi alttan alta bir çeşit köleliktir ama gerekli bir deneyimdir, olgunluk için çok gereklidir.
Margery Williams’ın güzel kitabı The Velveteen Rabbit’te (Pelüş Tavşan) sevgi yoluyla gerçek olmanın çok güzel bir tanımlaması vardır.
Tavşan bir gün “Gerçek nedir?” diye sordu. “İçinde vızıldayan bir şeylerin ve bir tutamacının olması anlamına mı gelir?”
“Gerçek senin neyden yapıldığın değildir.” dedi Zayıf At. “O senin başına gelen bir şeydir. Bir çocuk seni çok, çok uzun zamandır sevdiğinde, yalnızca oynamak değil ama gerçekten sevdiğinde, o zaman Gerçek olursun.”
“Canım yanar mı?” diye sordu Tavşan.
“Bazen.” dedi Zayıf At, her zaman dürüst olduğu için. “Gerçek olduğunda canının yanmasını umursamazsın.”
“Hepsi bir anda olup dayanılmaz bir hal mi alır, yoksa azar azar mı olur?” diye sordu.
“Hepsi bir anda olmaz.” dedi Zayıf At. “O hale gelirsin. Uzun zaman alır. Bu yüzden kolayca kırılan ya da keskin kenarları olan veya dikkatlice korunması gereken insanların başına sıklıkla gelmez. Genellikle Gerçek olana kadar tüylerinin çoğu sevilirken yolunmuş ve gözlerin düşmüş ve bağlantı yerlerin gevşemiş olur, çok pejmürde bir hal almış olursun. Ancak bunların hiçbir önemi yoktur çünkü bir kez Gerçek olduğunda — sadece anlayamayan insanların haricinde — çirkin olamazsın. Bir kez Gerçek oldun mu bir daha sahte olamazsın. O sonsuza dek sürer.”
Osho’nun Olgunluk hikayesi.
Sağlıkla.