Değerli dost, ağabeyim Yaşar Şenyüz’ü ailesi, dostları, sevenleriyle son yolculuğuna uğurladık. Pazar gecesi 23.30’da aldığım vefat haberinin ardından duyduğum derin üzüntü sonrası şok, inkar etme, kabul edememe ve yas tutma süreciyle başa çıkma dönemindeyim. Sevdiğiniz insanın kaybıyla yaşadıklarınız film şeridi gibi gözünüzden geçer ya, bizim ilk tanışmamız gerçekten film şeridiydi.

25 yıl önce henüz ürkek ve korkak bir genç kızken, elimde terrier cinsi köpeğimle İzmir’den İstanbul’a göç ediyorum. İstanbul’da başlayacağım yeni işimin heyecanı ve beni neler beklediğinin kaygısı beynimde uçuşuyor. Kısa bir süre yanından ayrılmam için köpeğim Betsy’i bir yere bağlamam gerekiyor. Yaşar bey benim şaşkın arayışımı farketmiş olmalı ki kalabalık ekibi, teçhizatları, mankenleri arasından çıkageliyor. ‘Bana verin, biz göz kulak oluruz’ diyor en centilmen haliyle. Yol boyunca tanışıyoruz. Bana Şişli’deki ajansından, yaptığı çekimlerden, dergilerden, kapaklardan bahsediyor. Sonra ekibinden Agim’le  beraber beni yeni evime bırakıyor. 

İşe başladıktan kısa bir süre sonra köpeğimle Yaşar Bey’i ajansa ziyarete gidiyoruz. Aman Allahım, o dönem hayranlık duyduğum mankenlerin biri giriyor biri çıkıyor. Murat Parasayar, Şebnem Dinçgör, Merve İldeniz, Deniz Pulaş, Sevcan Zabit, Canan Mutluer, Vahe Kılıçarslan, Yusuf Azuz, Şenol İpek gördüklerimin sadece birkaçı. 90’lı yıllar mankenlerin en popüler olduğu ve iyi işlerin çıktığı yıllardı. Gündemi ajans mankenleri belirliyor biz de o döneme tanıklık ediyorduk. Rengarenk bir dünyanın içine düşmüştüm. Hocam öyle her mankenle çalışmıyor Neşe Erberk’in kayıtlı mankenleriyle çekim yapıyordu.  O dönem mankenlerinin popülaritesinde Yaşar Bey’in katkısı çoktur.

Yaşar Bey bana ‘Sen çalışıyorsun Betsy’i ajansa bırak , akşam eve götürür kızım Berna ile  bakarız’ dedi. Sonra duyuyorum ki tam 13 yıl  vefat edene kadar minicik Betsy’ime sevgi ile bakılıyor.

Bir süre sonra iş yaşamım, şehir değişiklikleri, hayat koşturması derken Yaşar Bey’le kopuyoruz, ta ki sevgili Hakan Eren’in prodüktörlüğünü yaptığı ‘90’lar Konseri’ Bursa Açıkhava Tiyatrosu’na gelene kadar. Konser öncesi çay bahçesinde arka sandalyeden sesi geliyor. İnanılır gibi değil tam 25 yıl sonra Yaşar Şenyüz arka masamda oturuyor, hiç değişmeyen siması ve beyazlayan uzun saçlarıyla. Onu şahsına münhasır aksanından ve sesinden tanıyorum.

Sonra ne mi oluyor? beni yeniden inşa ediyor. Fotoğrafla ilgili olduğumu öğrenince eğitmeye başlıyor, bıkmadan, yılmadan, usanmadan. Önce Vatan Gazetesi ile tanıştırıp kendi sayfasında önce çeyrek, sonra yarım sayfasını bana ayırıyor. Derken kendi kanatlarımla uçmamı sağlıyor. Fotoğraf ustalarıyla tanıştırıp röportajlar yapmama ön ayak oluyor. Online eğitim verip, hasta yatağında fotoğraflarımı düzenleyip sergi açmama, gösteri yapmama vesile oluyor.

Yaşar Bey’in kız çocuklarının okumasına ve eğitilmesine yönelik çabası, kadınların sosyal ve iş yaşamında öne çıkması yönündeki katkıları yadsınamaz.  Bunları iyilik olsun diye değil, dokunduğu insanların yeteneklerini keşfetmesi için yapıyordu.  Beni üretken noktaya taşımak için cesaretlendiriyor, sürekli teşvik ediyordu. Birçok insanın kendisinin bile farkında olmadığı yönlerini keşfetmesini sağlıyor sonra pay çıkarmadan uzaktan seyredip gururlanıyordu.

Cenaze töreninde Yaşar Bey’in ne kadar iyi bir insan olduğu, karşılıksız herkese nasıl yardıma koştuğu söylendi durdu gözyaşları içinde. Heralde en değerlisi son vedada böyle anılıyor olmaktır.

‘Bana dokunduğun ve kattığın her değer için çok teşekkür ediyorum  YAŞAR ŞENYÜZ. Seni hep gülen yüzünle özlemle anacağım, ışığın bol olsun canım hocam’

ALPER GÜLERSÖNMEZ ‘18. SAMİ GÜNER KUPASI’ KAZANANLARINDAN OLDU

Türkiye’nin en prestijli fotoğraf yarışmalarından olan ’18. SAMİ GÜNER KUPASI’ kazananları belli oldu. BUFSAD Yönetim Kurulu üyesi ve fotoğraf sanatçısı Alper Gülersönmez  üç yıl üst üste farklı projerle yarışarak kupayı  almaya hak kazandı. Üç aşamalı ve üç yıl süren yarışma sonunda kupayı kazanan Alper Gülersönmez’in  projeleri ‘Fıçıcı İsmail’ ‘Elveda Şükran Oteli’ ve ‘Konur Han’da Sayacılar’ oldu.

Proje konularını detaylandıran sanatçı duygularını şöyle ifade ediyor;

Elveda Şükran Oteli ; Cumhuriyet döneminden önceki adıyla Hacı Hasan Han olarak bilinen, tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda bir asrı aşkın yaşıyla Yeni Şükran Oteli, İzmir’in en eski otellerinden birisiydi. Şükran Otel için sonun başlangıcı, mal sahibinin restorasyon için başvurmasıyla olmuş. Bu sürecin sadece birkaç ay sonra başlayacağı biliniyordu. Bunu öğrendiğimde ilk fırsatta gitmem gerektiğine karar verdim. Sürekli görüştüğüm iki kişiden biri olan İlyas Amca 42 yıldır Şükran Otel’in işletmeciliğini yapıyordu.  Geçirdiği kalp krizi sonrası bastonla arkadaş oldu. Evinden pek dışarıya çıkmadan günlerini geçiriyor.

Takım elbiseleriyle Şükran’ın yakışıklısı olan Adnan Amca 40 yıldır aynı  otelde kalıyor. Emekli maaşı olan tek kişi oydu. Otel boşaltıldıktan sonra başka bir otele yerleşti ve yaşamını orada sürdürüyor. 40 yıllık yuvasını kaybetmenin verdiği hüzünden olsa gerek; artık hiç kimseyle görüşmek istemiyor.

İskambilleriyle birlikte kedilere annelik yapan Ayten Teyze, oteldeki 10 yılının ardından huzurevinde ve artık yatalak olarak hayatını sürdürüyor. Telefonlara da cevap vermiyor.

Şükran Otel sakinlerinden görüşmeye devam ettiğim bir diğer kişi de otelin odacısı Emine Teyze. Emine Teyze apartman temizliklerine giderek hayatını idame ettiriyor. Haline şükrederek avutuyor kendisini.  Ve son misafirimiz Hamdi Dede. Babası Mustafa ÜNAL’a Atatürk “Adaş” diye seslenirmiş. Anılarını dilinden hiç düşürmeyen Hamdi Dedeye artık ulaşamıyorum. Nerede olduğu meçhul.

Orada geçirdiğim birkaç saate rağmen, nam-ı diğer Şükran Hanım’a karşı içimde bir bağ oluştu ister istemez. Sonradan fark ettim ki, Şükran Otel’in “Son” fotoğraflarını çekmek bana nasip olmuştu ve artık bu fotoğraflar, geçmişten günümüze kalan birkaç kareden ibaret sadece.

Fıçıcı İsmail ; 75 yıldır el işi fıçı imal eden İsmail ALKIŞ, namıdiğer Fıçıcı İsmail amca 1934 yılında Bursa’nın tarihi ilçelerinden İznik’in Sansarak köyünde doğmuş.  Baba mesleği olan fıçıcılığa, annesinin bir hamur fıçısı yapmasını istemesiyle henüz 14 yaşında başlamış. İsmail amca aramızdan ayrıldığı güne kadar bıçkıda, pulanyada kaptırdığı parmak uçlarına ve ilerlemiş yaşına rağmen içinde ki meslek aşkıyla bir ömür geçirdi. 8 Ekim 2021’de yine İznik’te hayata gözlerini yumdu. 

Konur Han’da Sayacılar; Sayacılık, deri ya da tekstilin ayakkabı modellerine uydurularak ayakkabıya dönüştürme işlemidir. Neredeyse unutulmaya yüz tutmuş eski bir üretim şeklidir. Esasında ayakkabının üst kısmı olan ‘saya’ sözcüğünden eski usul ayakkabı üretme işi olan ‘sayacı’ mesleği doğmuştur.

Adana’da yer alan Konur Han sayacılığın üretim merkezlerinden biridir. Yapımı 1990 yılında tamamlanmış ve bugünlere zorlu bir yolculuğa başlamış. Son zamanlarda ise dünyanın görünmez çocuklarının sığınağına dönüşmüş. Binanın kaderi ile içindeki insanlar tuhaf bir uyum içindeler. Bu uyumun adı “ihmal”. Bina ihmal edilmiş, sayacılık ihmal edilmiş, mesleğin icracıları ihmal edilmiştir. Örneğin, Sayacılar Odası var ancak onların sorunlarına çözüm bulacak, hal hatır sormaya dahi gelecek kimseleri yok bu emekçilerin.

Bu projede Konur Han’ın onlarca ev sahibini tanıyoruz. Bir Konur Han Cumhuriyeti gibi portreler, eylemler, mekan ve sayacılığa dair işçiliğin detaylarına tanık olmaktayız. Ancak, daha da önemlisi sayacılık mesleğinin bu emek yoğunluğuna rağmen işçilerin seslerini duyuramayışlarını ve binanın kaderine terk edilişini bu projemle anlatmaya çalıştım.

SALON İKSV’NİN İLKBAHAR SEZONU PROGRAMI AÇIKLANDI

SALON SAHNESİ BAHAR AYLARINDA SEVİLEN İSİMLER VE YENİ YETENEKLERİ AĞIRLAYACAK

Salon İKSV, ilkbahar sezonunda da güncel müziğin sevilen ve heyecanla beklenen isimlerini ağırlayacak. Sezonun konukları arasında Glass Beams, CHERISE, Morpheus, Still Corners, Islandman, Palmiyeler, Kardelen ve İstanbul West Side Collective yer alıyor. Biletler satışa açıldı.

Alternatif müziğin sevilen ve yeni isimlerini konuk eden Salon İKSV, ilkbahar sezonunda heyecan verici isimlerle dolu bir programla müzik severleri ağırlamaya hazırlanıyor. Salon’un ilkbahar sezonunda, yeni bir saykedelik müzik dalgası yaratan Glass Beams, Garanti BBVA Konserleri kapsamında “desert noir” ikilisi Still Corners ve yeni nesil soul şarkıcısı CHERISE, Kolektif House Konserleri kapsamında etnik ritimlerle dansa davet eden Islandman, duygu yüklü performansıyla Morpheus, mutluluk kaynağı saykedelik pop-rock grubu Palmiyeler, Türkçe alternatif ve R&B müziğin yeni seslerinden Kardelen ve özgür müzik kolektifi İstanbul West Side Collective yer alıyor.

Salon İKSV’nin ilkbahar sezonu biletleri  Lale Kart üyeleri için indirimli ön satışların ardından, aynı gün genel satışa açıldı. Biletler passo.com.tr adresinden, Passo mobil aplikasyonu üzerinden, Passo perakende satış noktalarından ve İKSV gişesinden satın alınabilecek. Öğrenci bileti fiyatları Eczacıbaşı Genç Bilet projesi kapsamında 20 TL olacak.

EROL EVGİN’DEN BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU ŞİİRİ

Türk pop müziğinin duayeni Erol Evgin’in, “Sevdiklerim 2” albümünün 10. video klibi albümdeki yeni şarkılardan biri olan “Yaşadım Yıldızlar Şahidimdir” isimli şarkıya çekildi.

“Yaşadım Yıldızlar Şahidimdir”

Erol Evgin'in, Bedri Rahmi Eyüboğlu şiirine yaptığı bir beste olan “Yaşadım Yıldızlar Şahidimdir” isimli şarkının Ecem Gündoğdu yönetmenliğinde çekilen video klibi sanatçının, YouTube kanalı üzerinden müzikseverlerle buluştu. 

ZEYNEP BASTIK GLOBAL 50 LİSTESİNE GİRDİ

Zeynep Bastık’ın Mabel Matiz imzalı yeni şarkısı ‘Lan’ Spotify Global Fifty listesine giren tamamı Türkçe ilk şarkı oldu. Weekend, Madonna gibi uluslararası şarkıcıların hemen arkasından gelen Bastık’ın yeni single’ı dünyanın en çok dinlenen 45. şarkısı olarak kayıtlara geçti. Daha önce Global listeye giren Türkçe şarkılar en fazla 65. Sıraya kadar yükselebilmişti.  

Böylelikle 'Lan' Spotify'da tarihe geçecek bir başarıya imza atmış oldu. Günlük 2.5 milyon dinlenme rakamına ulaşarak, Türkçe bir şarkının bu platformda bu kadar büyük ilgi görmesi dikkat çekici. Zeynep Bastık, Türkiye'nin en çok dinlenen şarkıcısı unvanını elde ederek, kadın müzisyenlerin gücünü bir kez daha kanıtladı.

SILA İKİ YENİ ŞARKIYLA GÜNDEMDE

Bir yanda yeni şarkısı ‘Zahmet Olmazsa’ bir yanda Bülent Özdemir Saygı albümünde yorumladığı ‘Deli Kızın Türküsü’ . Sıla müzikal yolculuğuna yeni projelerle devam ediyor. Sanatçı geçtiğimiz günlerde yıllar önce yazdığı ‘Zahmet Olmazsa’ adlı şarkıyı hayranlarıyla buluşturdu. Sıla ay sonunda 2020’de hayatını kaybeden babası Şükrü Gencoğlu’na özel bir şarkı yayınlayacağını ilk kez açıkladı. Sanatçı bir yandan da oyuncu sevgilisi İlker Kaleli’yle birlikte müzik yapmaya devam ediyor.