Türkiye son bir yılda büyük olayların eşiğine getirildi. Hükümeti ve AK Parti’yi hedef alan olaylar yaşandı. Görünen o ki önümüzdeki süreçte de farklı senaryolar sahneye konulacak.
Hükümetin güvenoyu aldığı gün Konya’yı ziyaret eden Başbakan Ahmet Davutoğlu son bir yılda Türkiye’nin nereye götürülmek istendiğine dikkat çekip, yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 62. hükümetin kuruluş sürecinde AK Parti’nin içinde kırgınlık, küskünlük bekleyenlerin beklentilerini boşa çıkardıklarını söyledi.

Geçen hafta rahatsızlanıp yeniden hastaneye gitmeseydik yazımızda, AK Parti’yi bölmeye yönelik bir çalışmadan bahsedecektik.
Kısmet bugüneymiş.
Türkiye 30 Mart seçimlerine odaklanmışken, bir yapı AK Partili Milletvekillerini yakın markaja almış derinlemesine çalışıyordu.
Bir örnekle nasıl bir çalışma yürütüldüğünü anlatalım;
Biri Hizmet Hareketinin önde gelen ismi, diğeri bu harekete gönül vermiş işadamı AK Partili Milletvekillerinden sakin ortamlarda görüşme talep ediyor.
Buluşulan Milletvekiline “AK Parti’nin miadı doldu. Biz yeni bir parti kuruyoruz. Size önerimiz AK Parti’den istifa edin ve partimizin kuruluşu tamamlandığında bize katılın” teklifinde bulunuyor.
Bu, işin teklif boyutu. Bu teklifi perçinleyecek garantiler var sırada.
“Diyelim biz parti kuramadık, yahut kurduğumuz parti 2015 seçimlerini kazanamadı, siz milletvekili seçilemediniz. O takdirde size, seçilemediğiniz dönemin maaşını biz ödeyeceğiz” deniyor.
Ve masaya bir çek defteri konuyor.
“Yazın sayın vekilim, maaş tutarınızı, seçilemezseniz çeki tahsil edersiniz.”
Nasıl teklif ama?

Çalışma yerel seçimler öncesinde başladı ve halen de devam ediyor.
Bize gelen bilgilere göre, görüşmelerin çoğu Başkent dışında, vekillerin kendi bölgelerinde yapılıyor.
“Listeye seçilecek sıradan girme taahhüdünün” yanında seçilememe durumunda “bir dönem maaş garantisi” veriliyor.
Seçilememe durumuna, “kurulacak partinin seçime girememesi ve seçimden çıkamaması” da eklenerek milletvekiline her halükarda maaş garantisi veriliyor.

Vekillere uygulanan markaj ve getirilen tekliflerin bazı illerde İl Başkanlıklarına bildirildiğini biliyoruz. Pek tabi ki Genel Merkeze de bu bilgiler ulaştırılmış olmalıdır.

Geçmiş yıllarda TBMM’de yapılacak önemli bir oylama öncesinde Ankara’da bulunduğumuz sırada bir Milletvekili dostumuz endişesini dile getirirken “Mesela bu gece, bizim istediğimiz kararın tersini getirecek bir hamle yapılarak, sabaha bazı milletvekillerinin hesaplarına tahayyül edemeyecekleri miktarda paralar bile yatırılabilir” demişti.
“Peki bu milletin iradesini satmak olmaz mı?” diye sorduğumuzda da “Elbette milletin iradesini satmaktır. Ben içimizde millet iradesini satacak insanlar var demiyorum. Ama milletvekilleri gerek iç, gerek dış lobiler tarafından satın alınmak istenebilirler. Anlatmak istediğim budur” demişti.

Sözü uzatmayalım.
AK Parti yerel seçimleri yara almadan geçirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde kimsenin küçümseyemeyeceği bir başarı yakaladı.
Olağanüstü Genel Kurul süreci çok iyi yönetildi ve örnek bir seçim yapıldı. Genel Başkan Adayı Ahmet Davutoğlu tüm teşkilatlarda büyük kabul gördü.
Kabine değişikliği ve görev devir teslimleri büyük bir olgunluk içinde gerçekleştirildi.
Aykırı bir ses ve davranış görülmedi.

Ama bu kadar uyumlu süreç AK Parti’yi küçültme planlarını bitirmiş değil.
Bakalım önümüzdeki süreçte ne gibi senaryolar göreceğiz?