Bu yıl İstanbul Müzik Festivali’nin ana teması olan W.Shakespeare’in repliği, “Eğer müzik aşkın gıdasıysa, durmadan çalınız’’ dedi

İstanbul’un tarihi mekanlarında; müze, saray, kilise, konser -opera salonu, park ve bahçelerde doğayla bütünleşircesine ünlü bestecilerin eserleri seçkin orkestralar, senfoniler ve dünyanın en iyi müzisyenleri tarafından bir ay boyunca durmadan çaldı.

Festival’in çok ilgi gördüğü, güzel mekanlarda ki doluluk oranı Yüzde doksan beşi gösterirken biletlerin tükendiği, doyumsuz Festival akşamları yaşadık.

Festival boyunca müziğe olan yolculuğum, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda’ 20. Yüzyılın en büyük sanatçı ‘Yehudi Menuhin 100 Yaşında’,anısına, 1977’de kurulan ve uluslararası üstün yetenekli genç müzisyenleri bir araya getiren Uluslararası Menuhin Akademisi’nin solistleri ve en iyi keman virtüözlerinden ‘Maksim Vengerof’tan olağanüstü bir parformansla, ünlü bestecilerin Johann Sebastian Bach’ın, Wolfgang Amedeus Mozart’ın, Piotr Ilyiç Tchaikovsky’in eserlerini dinledik.

Aya İrini’nin o büyüleyici atmosferi ve mükemmel akustiği ile muhteşemdi, diyebileceğim ‘Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ şef Sasha Goetzel, soprano ‘Angel Blue’ ve İstanbul Avrupa Korosu’nun yer aldığı klasik müzik konseri, hafızalarımızdan silinmeyecek tatlar bıraktı.

İstanbul Müzik Festivali, kapanış konserini 24 Haziran Cuma akşamı Lütfi Kırdar’da ‘Viyana Senfoni Orkestrası’yla verdiği muhteşem konser ile sonlandırdı.

Nice Festivallere…