Çocuklar, canlarımız, göz bebeklerimiz, onlar mutlu olunca bizler de mutlu oluyoruz.
Atatürk ileri görüşlü muhteşem bir liderdi, dünyadaki tek çocuk bayramını, tüm çocuklara armağan etti. 23 Nisanlarımızı coşkuyla, tüm dünyadan gelen minik misafirlerimizle kucaklaşarak kutlamalı, sevginin tohumlarını gelecek nesillere, kardeşçe, umutla göndermeliyiz, her yıl olduğu gibi…
Çocuklarımız dünyadaki kaostan, çirkinliklerden, haksızlıklardan, aşırı hırslardan, savaşlardan, gözyaşından, bencillikten uzak kalmalı. Onlar geleceğimiz ya, geleceğimize bakmalı ve yatırım yapmalıyız, tüm insanlık adına.
Mucizelerin bitmediğine inanıyorum. Dünyaya şeytan hakim olamamalı. Asıl savaş bu! Uyumayalım, minik çocuklarımızın, körpe beyinlerini de televizyondaki düzeysiz sübliminal mesaj dolu çizgi filmlerden dahi uzak tutalım, bilgisayarlardaki oyunlar da keza öyle… Onları sanal alemlerin kirlerine karıştırmayalım. Çok dikkatli olmalı, çocuklar umudumuz.
Çocuklar (aslında tüm insanlar) ama asıl çocuklar sevgiye öyle muhtaç ki. Hele aile sıcağından mahrum kalan kimsesiz yavrular… Ben hep, geçmişinde sevgisizlik, hor görülme, ezilme, aşağılanma , dışlanma yaşamış çocukların büyüdüklerinde, egosu yüksek, hırçın, öfke dolu, tatmin eksikliği yaşayan ve mutlu olamayan, hazımsız, güvensiz, haset hatta belki azılı bir suçlu olma ihtimalinin yüksek olduğunu gözlemledim. Anahtar çok basit; sevgi.
Anne baba olmak için bizlere ehliyet veriyorlar mı, sevgili dostum Aşkım Kapışmak’ın da dediği gibi. Bir çocuğun hayatına en keskin ve ilk dokunan insanlar anne-babalardır. Anne şefkat kucağı demektir. Karşılıksız sever, pamuklara sarar yavrusunu, korur, daima yanındadır, ne olursa olsun. Baba güvendir, sığınaktır, bu çocukta özgüveni oluşturur, özgür olmanın mutluğunu verir. Babanın kanatlarında uçmayı öğrenir. Eksik anne babalar, çocukta travma yaratır. Önce kendimizi eğitelim, geleceğimiz için!
23 Nisan Bayramlarımızı, mutlulukla, gururla, coşkuyla kutlayalım çünkü hak ediyorlar.
Mutlu yarınlar diliyorum.