2014 – 2015 Türkiye Ligleri başladı. Özlemiştik, hayırlı olsun. Şikesiz, centilmence, sporun ve iyi futbolun, ön plana çıktığı müsabakalar diliyorum.
Benim için liglerden çok, Türk Milli Takımının, uluslararası futbol arenalarında alacağı sonuçlar önemlidir. Yeni sezon için takımlar bütçeleri el verdiği oranda transferler yaptılar. Gelen yabancılar, genellikle yaşını, başını almış, son yıllarımızı Türkiye’de geçirelim, üç beş kuruş parayı da cebimize atalım, İstanbul, rakı, balık diyen insanlardır. Yıllardır söylerim, neden kulüplerimiz dışarıya bizim futbolcuları göndermeyi önem vermezler de, yurtdışında oynayan Türk asıllı futbolcuları alırlar. Adam zorluklarla yurtdışında oynuyor. Bırakın, kalsın ve oynasın. Türkiye’den yurtdışına iyi bir kulübe giden tek bir Arda Turan vardır. Son zamanlarda Arda’da reklam ve magazin işlerine daldı. Diyorum ki, bu eforu kendi takımında oynamaya verse, daha iyi olacaktır. Bu yıl Atletico Madrid’in ilk 11’inde direkt oynayacak mı, göreceğiz….
Ben Avrupa liglerinde eğer bir Türk futbolcu oynuyorsa, maçları başka bir zevkle izliyorum. İkinci bir hususta, neden takımlarımız sezon hazırlıkları diye, ille Avrupa ülkelerine giderler ve çoğu da oralarda rahatsız koşullarda paraları ile rezil olurlar. Antreman yaptık diye, C sınıfı takımlarla oynarlar. Oysa, Türkiye’de kamp yapılacak güzel yerler ve özellikle konforlu oteller vardır. Çoğu otellerimizin standardı Avrupa’da yoktur. Diyeceksiniz, havalar çok sıcak, o zaman Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri hazırlık çalışmaları için idealdir.
Diğer bir konu, 18 takımlı Türkiye liglerinde İstanbul’dan 5 takım olmasıdır. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş üç büyükler olduğu için liglerde olmalıdır. Aslında Belediye takımı olan ve bunu saklayarak, adını Başakşehir yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Takımı ile Kasımpaşa’nın Süper Lig de olmasını içime sindiremiyorum. Belediyeler kısıtlı kaynaklarını futbol için değil, halkın rahatı ve ihtiyacı için kullanmalıdırlar. Olması gereken İzmir, Adana, Antalya, Samsun, Diyarbakır, Van, Erzurum, Kars gibi şehir takımlarının sayılarının artmasıdır. Size İzmir ve Adana’dan Süper Lig de takım olmaması garip gelmiyor mu? Ayrı bir gariplik de, Kayseri gibi boş tribünlere oynayan bir şehirde iki takımın olmasıydı. Birisi düştü, bu yılda diğeri düşebilir. İstanbul dışında, hiçbir şehir iki takım kaldıramaz.
Değinmek istediğim başka bir hususta, benim takımım olan Fenerbahçe’nin durumudur. Fenerbahçe ilginç bir vakadır. Devamlı Teknik Direktörler değişmektedir. Fakat, Başkan durmaktadır. Yönetim Kurulu ve Genel Kurul Üyeleri seslerini çıkaramıyor. Sanki Başkanın her yaptığı doğrudur diyerek, oturuyorlar. Fenerbahçe UEFA tarafından, Avrupa’dan iki yıldır dışlanmıştır. Fenerbahçeli yönetici, şike yapmadım, bana iftira atıyorlar diyor, UEFA ise yaptın, senin Avrupa’da işin yok, diyor. Teknik Direktör aranırken, önemli kıstas Başkanın ağzının içine bakan, her dediğini yapan insandır. Doğrusunu söylemek gerekirse, Fenerbahçe’nin Teknik Direktöre de ihtiyacı yoktur. Zaten, Teknik Direktör vardır, o da Başkandır. Bakalım, bu anlayışla Fenerbahçe ne kadar gidecektir!
UEFA şike iddiasıyla Sivas ve Eskişehir’i Avrupa’dan çıkardı. Yerine, Bursa ve Karabük alındı. Bursa’yı Avrupa maçlarında seyrederken, kötü oyunundan dolayı utandım ve elendi. Karabük ise, mevcut kadrosu ile ancak bu kadar dayanabilirdi, o da elendi. Gene basınımızda şerefli mağlubiyetler dizeleri başladı. Futbolda, siyaset gibidir. Kazanmak önemlidir. Türk Milli Takımının tüm uluslararası turnuvalarda bulunması elzemdir. Türkiye, Milli Takım Teknik Direktörüne Dünya ve Avrupa arenalarında bulunalım diye avuç dolusu para veriyor. Bu bağlamda, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonasına gitmek şarttır.
Son olarak, Fenerbahçe Yüksek Divan Başkanlığına dostum Sn. Vefa Küçük’ün seçilmesini memnuniyetle karşıladım. Kendisini tebrik ediyorum. Vefa Bey son derece de saygıdeğer, iyi yetişmiş, iyi niyetli bir İstanbul Beyefendisidir. Yüksek divanlar çok önemlidir. Gerektiğinde, Başkan ve Yönetim Kurulu’nu eleştirecek, yanlışların üzerine gidecek ve Yönetime yön verecek organlardır. Eğer, yanlışlarda, ısrar edilirse, Kulübün ali menfaatleri ve geleceği için yüksek Divanla, Başkan ve yönetim kurulunun ters düşmesi aralarının açılması doğaldır. Sn. Vefa Küçük’te benim gibi eski ve iyi bir Fenerbahçelidir. Yapılan yanlışların üzerine gideceğine ve gereğinde başını ve sesini yükselteceğine inanmak istiyorum.