GEÇMİŞTEN, GÜNÜMÜZE ON'ARLI  YILLARIN İZLERİYLE TÜRKİYE… (Unutturmamak için yazdım, unutulmasın o yıllar..!) 1950'li yıllar…

 ...dünden devam

6 – 7 Eylül 1955 tarihinde İstanbul sokaklarında neler olmuş-tu? Sadece İstanbul'da mı? İzmir'de, Ankara'da neler yaşanmıştı? İşte geçmişin sayfalarında kalan ve tarih sayfalarından bir daha silinemeyen o kara gecenin, 6-7 Eylül 1955 yılı hadise-lerinin özeti: "1955'ten itibaren dönemin iktidar partisi olan Demokrat Parti hükümeti, gittikçe zorlaşan bir ekonomik durum ile karşı, karşıya kalmış ve özellikle yüksek enflasyon nedeniyle hayat standardı düşen kesimin güvenini kaybetmiştir. Şüpheli metotlarla muhalefeti sustur-ma çabaları ise basının, aydınların ve öğrencilerin, Demokrat Partiden soğumalarına yol açmıştır. Örneğin Alman Dışişlerinin raporuna göre daha olaylar 15 gün evvel muhalefeti kontrol amacıyla 7 Eylül 1955 günü İstanbul, Ankara ve İzmir'de sıkıyönetim ilan edilmesine karar verilmiştir. 1956 yılında özellikle muhalefeti baskı altına almak için 'Basın ve Yayın Yasasına' getirilen kısıtlamalarda büyük ölçüde 6-7 Eylül olaylarıyla gerekçelendirilmiştir. Menderes hükümetinin azınlıklara karşı baştaki liberal politikası, giderek zorlaşan ekonomik koşullar nedeniyle değişmiş ve ilişkiler gerginleşmiştir. O yıllarda özellikle Kıbrıs adasında Rumlar tarafından Kıbrıs Türk'lerine yapılan baskılar, zulümler, toplu katliamlar, Türkiye ka-muoyunun gündeminde başköşeye oturmuştur. Dönemin Türkiye'de en çok satan Hürriyet gazetesi; manşetlerinde İstanbul'daki Rum azın-lığın aralarında bağış topladıklarını ve bu bağışlarını; Kıbrıs adasında faaliyete geçen, esas amacının adada ki 'Kıbrıs Türk Halkını' yok et-mek olan bu çetelere (bu çeteler grubu E.O.K.A terör örgütü çatısı altında toplanmıştır.) gönderdiklerini yazmıştır. E.O.K.A (Ethniki Organosis Kyprion Agoniston) terör örgütü; Kıbrıs adasında, ilk terör eylemelerine 01 Nisan 1955 tarihinde başla-mış olup esas amacı; önce Kıbrıs adasından İngilizleri temizlemekti. Ama esas hedef; Kıbrıs Türk Halkının topyekûn imha edilerek, (Bkz. Acritas Planı…) adanın Yunanistan'a ilhak (Enosis) edilmesini sağla-maktı…(Bkz. 'Tarihten Gelen Çığlık' isimli kitabım (2010 yılı Derin Yayınları) O tarihlerde Türk Dışİşleri yetkilileri Londra'da Kıbrıs temasla-rına devam ederken, (Bkz. 1959-1960 Londra ve Zürih Antlaşmala-rı…) Atatürk'ün Selanik'teki evinde bir bomba patlamasıyla ilgili haber önce 06 Eylül 1955 günü saat 13.00 haberlerinde radyoda ya-yımlanmış, (Atatürk'ün evine bomba attığı iddia edilen Selanik Siya-sal Bilgiler öğrencisi Oktay Ergin daha sonra gıyabında mahkûm edilmiştir. Oktay Ergin, 22 Şubat 1992 – 18 Eylül 1993 tarihleri arasında Nevşehir Valiliğine getirilmiştir.) Bunu üzerine 'Atamızın evi bombalandı' manşetiyle 2'nci baskı yapan, İstanbul Ekspres Gazetesi, genelde baskı sayısı 20.000 olduğu halde 6 Eylülde 290.000 baskı yaparak İstanbul Halkına dağıtılmış-tır.(6) Basında çıkan haberler, bazı resmi ve gayrı resmi makamların telkin ve teşvikiyle yerel kalabalıklar ve şehre dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirilmiştir. İlk saldırı 19.00 sularında Şişli'deki Haylayf Pastanesine ya-pılmış. Ardından büyüyen kalabalık Kumkapı, Samatya, Yedikule, Beyoğlu'na geçerek gayrımüslümlerin toplu olarak yaşadığı semtlerde önce Rum'ların; ardından da Ermeni, Yahudi ve hatta yanlışlıkla bazı Türk'lerin dükkânlarına saldırarak yağmaya başlamışlardır. İstanbul'daki Rum azınlığın ev, işyeri ve ibadet yerlerine yönelik bu saldırılarda, emniyet güçleri pasif bir tutum sergilemiş! Rum vatandaşların adresleri hakkında önceden bilgi sahibi olan yirmi-otuz kişilik organize birliklerin kent içindeki ulaşımı; özel arabalar, taksi ve kamyonların yanı sıra otobüs, vapur gibi araçlar yardımı ile sağlanmıştır. 7 Eylül sabahına kadar süren saldırılarda, aralarında kilise ve havraların da bulunduğu 5.000 den fazla taşınmaz tahrip edildi. Mil-yonlarca dolarlık mal sokaklara saçılıp, yağmalanmıştır. İstanbul'un her yerinde yağmalar aynı yöntemle yapılmış olup; dükkânlara yapılan saldırılarda önce ya vitrinleri taşlanarak kırılmış, ya da demir parmaklıklar; kaynak makineleri ve tel makasları yardı-mıyla açılarak, ardından içerideki alet ve makineleri dışarı çıkarılmasıyla paramparça edilmiştir. Bu olaylardan kilise ve mezarlıklar da payını almış. Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalar tahrip edildiği gibi, İstanbul'da bulunan 73 Rum Ortodoks kilisesinin tamamı ateşe verilmiştir.

...devam edecek...